İndirim!

Parkinsonlu Avukattan Küçük Bir Hikâye | Yüksel Özbey | roman

Orijinal fiyat: 250.00₺.Şu andaki fiyat: 175.00₺.

YENİ KİTAP

Her şeyin metalaştığı, insanlığın Metaverse denilen sanal bir dünyanın kapısından içeri girmek için sabırsızlıkla beklediği, hastalıklara çare diye sunulan her şeyin ticarileştiği bir dünyada çare arayan biri parkinson hastası avukat diğeri miyelom kanseri doktor iki arkadaşın hikayesi.

Parkinsonlu Avukattan Küçük Bir Hikâye, Yüksel Özbey, roman, 320 sayfa, 13,5 x 19,5 cm, Eylül 2024, 1. basım. ISBN 978-625-6214-00-2 (Editör: Ceren Hasanoğlu | Kapak resmi: Gökhan Akkoyunlu)

%30 İNDİRİM ile Hemen Satın Al!

Anima Yayınları, iyi kitaplar, mutlu okurlar…

Stok kodu: 9786256214002 Kategoriler: , Etiketler: , ,

Açıklama

Parkinsonlu Avukattan Küçük Bir Hikâye | Yüksel Özbey

Her şeyin metalaştığı, insanlığın Metaverse denilen sanal bir dünyanın kapısından içeri girmek için sabırsızlıkla beklediği, hastalıklara çare diye sunulan her şeyin ticarileştiği bir dünyada çare arayan biri parkinson hastası avukat diğeri miyelom kanseri doktor iki arkadaşın hikayesi. Gerçek olaylardan esinlenerek yazılmış bu hikayede, savrulduğumuz yoldan vakit geçmeden, bir an önce geri dönmemiz gerektiği, sevgi, dayanışma ve bütünün iyiliği için gayret edilmezse ‘insan’ın yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı anlatılmak istenir.Ve denir ki; “Tek bir insanın acısı bütünün acısı olacak, herkes kurtulmadan kimse kurtulamayacaktır.”

Kitaptan tadımlık bir alıntı

“Senin iyi olmanı istedim Tazegül… Oldun mu bilmiyorum… Senin geleceğin için kendime hayır demek zorundaydım. Verdiğim karar maddi imkânsızlıklar yüzünden işe yaramamış olabilir, keşke gitmeden önce sana destek olmama izin verseydin. Şimdi yanlış olduğunu anladığım bir amaç uğruna boş yere ağır bir bedel ödedim. Ödedik. Hâlâ da ödüyoruz Tazegül.”

Sanki bir tünelin öbür ucundan gelen sesi tünelde yankı yapıyor:

“Yani beni mutlu etmek için mi kendinden kopardın? Bu nasıl bir mantık ya? Sen nasıl avukat oldun?”

Sonra sesi tünelden çıkıp gürlemeye başlıyor:

“Sen nasıl bir insansın ya? Ne kadar acı çektim biliyor musun? Umurunda mı senin? Mutlu olacağım bir gelecek için yapmış, güldürme beni Arif. Avukatlar insan sarrafı olur demiştin bir keresinde. Gözlerime baktığında âşık bir kadın göremediysen senin neren sarraf ?”

Sesi tünelin içinde yankı yapmaya devam ediyor. Sonra ağlıyor.

Sanki karşımdaymış gibi, tutup bağrıma basabilirmişim gibi iki elimle telefona sarılıyorum. Onun yüzüne karşı konuşuyormuşum gibi telefonu yüzüme tutup konuşuyorum.

“Dinle beni. Lütfen dinlemelisin. Sen gittiğin günden beri yüreğim kan ağlıyor. Bilmiyorsun: Sana o kadar çok değer verdim ki sen mutlu olasın diye her şeyi yapardım Tazegül. Ömrü devam ettikçe bakıcısı olacağın hasta bir adam seni mutlu edemez, diyerek sana arkamı döndüm. Eğer başarsaydım sen gittikten sonra başıma gelenler umurumda dahi olmazdı inan… Gerçek şu ki seni… seni çok seviyorum Tazegül.”

Ağlaması hıçkırıklara dönüyor.

“Gerçekten mi? Gerçekten seviyor musun beni Arif ? Ben sevilecek bir kadın mıyım ki?” diye sesli sesli ağlıyor.

“Sen tanıdığım en iyi, en güzel kadınsın,” diyorum, kalpten inanarak.

Bana gelmesini, kaldığımız yerden devam etmemizi isteyeceğim ama yapamıyorum.

“Tazegül, dinle beni. Sen gittikten sonra daha da kötüleştim. Artık sana gel demek, seni ne kadar seversem seveyim, bunu istemek sana haksızlık olur…”

Ağlamayı kesiyor. Bir iki saniyelik bir sessizlikten sonra:

“Senden geriye ne kaldıysa bana yeter Arif. Senin sözüm ona beni düşünmeni istemiyorum artık. Senin sesini, nefesini duymak bile yaşamak için bana yeter de artar bile serseri avukat! Aklın büyümüş ama hâlâ bir çocuksun.”

Değerlendirmeler

Henüz değerlendirme yapılmadı.

Sadece bu ürünü satın almış olan müşteriler yorum yapabilir.