Ezgi Eren’in öyküleri Kıtanın Kayıp Yüzleri – Güney Amerika Güncesi ile okuruyla buluşuyor. Ezgi Eren gezgin bir yazar, Güney Amerika’yı boydan boya katederken gezip gördüklerini müthiş öykülere dönüştürüyor.

Ezgi Eren, 25 Mayıs 2022 tarihinden itibaren Güney Amerika ile başlayan dünya turu deneyimlerini, gezilerini ve gezdiği ülkelerin kültürünü anlatan “Sesler, Yüzler, Yollar” adlı Youtube programını Gökhan Küçük ile birlikte yürütmektedir.

Kitaptan tadımlık bir alıntı

“Amazon nehri sınır tanımıyor. Ne güneşini esirgiyor bizden ne de durmadan ıslatan yağmurunu. Bu kadar çok su sesinin duyulduğu bir yerde yine de susuzum. Hastalık beni bulacak diye içmiyorum şu topraklı sulardan. Oysa öyle bir çekiyor ki beni bu kahverengi sular… Renklerinin cazibesi bir başka, ne denizler gibi mavi yeşil, ne okyanuslar kadar karanlık… Topraktan gelme bir nehir bu, öyle ya hep çamur içinde kara parçaları. Ah şu küçük palmiye adalarının üzerine bir sandalye atsanız, Amazon ormanlarının ortasında güneşlenmek ne güzel olurdu! Vahşi doğayı kabullenmek, öldürenin de öldüğünü, ölenin de bir zamanlar öldürerek beslendiğini anlayıp bedenini açlığa teslim etmek…
Vakit geçmek bilmiyor. Sıcak tepede, çıplak bacaklarım kaşınmaktan kanamış. Kimin umurunda? Sineklere gelin beni yiyin, benim gibi açsınız, susuzsunuz, size özel izin veriyorum. Etimden, kanımdan yararlanın diyen ben değil miyim? Ben değil miyim sinek kovar sürmeyen, bacaklarını örtmeyen?
Ağzımı aralıyorum. Belki bir su damlası düşer. Yağmuru bile rahat bırakmıyor ki Amazon ormanları. Ne var ne yoksa içiyorlar. İyi de yapıyorlar. Sonra her yer yemyeşil. Envai çeşit ağaç, çiçek, böcek, kuş… Her şey güzel görünmek için… Amazon ormanları da pek güzel. Öyle mi? Güzellik karın doyuruyor mu?
Nehir hayvanlarından bahsediyorlar. Güneşten kapanan göz kapaklarımı zorluyorum. Haydi bir yaşam belirtisi… Gözlerimi açmayı başardım. Hatta gözlerimi şaşırtarak büyütmeyi başardım. İnsanlarla aynı dili konuşamayınca mimikler yardıma koşuyor. Sonunda: Sinek diyebiliyorum, mosca… Ah bir de cümle kurabilsem… Konuştuğum dili kimse anlamıyor. İyi ki de anlaşılmıyorum. Anlasalar alay ederlerdi benimle. Çalkalanıp durulan bu deli suların içinde hiç görmediğim, adını bile duymadığım kim bilir ne canavarlar saklı… Ya ben? Ben insan mıyım? Yaşayan bir canlıya canavar diyebilmek için, içinde biraz canavar olmalı insanın.” (“Amazon’da Tek Başına” adlı öyküden)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir